Arapça kökenli bir sözcük olan mevlüt kelimesi Türkçe’de doğum anlamına gelmektedir. ”Velet, evlat, valide” sözcükleri de mevlüt sözcüğüyle aynı kökten gelmektedir. Kısaca bu şekilde tanıtabileceğimiz mevlüt kelimesi zamanla kendi manasının sınırlarını aşmış ve farklı etkinlikleri anlatan bir kelimeye dönüşmüştür. Bir de peygamber efendimizin mübarek doğumunu ve risaletini anlatan , makamlı ve kaideli olarak okunan bir kaside vardır ki adı Mevlid- i Şeriftir. Günümüzde sadece doğumla sınırlı kalmayıp ,kandillerde ya da cenazelerin ardından belli süre geçtikten sonra meyyitin ailesi ve ya yakınları tarafından organize edilen etkinliklerde okunan mevlit , az önce bahsettiğimiz Mevlid iŞeriftir.
Mevlid-i Şerif , Süleyman Çelebi tarafından kaleme alınmış bir eserdir.Süleyman Çelebi 1351-1422 yılları arasında Bursa’da yaşamış alim ve sufi bir kişidir. Eserde peygamber efendimizin doğumu , bu doğum esnasındaki mucizevi olaylar ve risaletindeki önemli hususlar anlatılmaktadır. Mevlid-i Şerif kaideli ve makamlı bir şekilde güzel bir dille okunduğu zaman son derece etkili olmakta , dinleyiciyi duygusal anlamda ciddi derecede etkileyebilmekte ve manevi duygularını uyandırabilmektedir.
Kandillerde , doğum ve cenaze sonrası belirli günlerde toplumun hemen hemen tüm kesimlerince düzenlenen mevlütler farz , vacip ya da sünnet olmamakla birlikte son derece güzel ve etkili bir organizasyon türüdür. Herhangi bir günde düzenlenmeleri şartı da yoktur.
Mevlüdü organize edecek kişi hangi günü uygun görürse o zaman düzenleyebilir. Ama toplumumuzca doğum ve cenaze mevlütleri için o tarihte uygulandığı taktir de daha faziletli olacağına inanılan belli günler seçilmekte ve organizasyonlar o günlere denk getirilerek icra edilmektedir.Mevlütler aracılığıyla insanlar bir araya gelerek Kuran tilavetleri yapmakta salavatlar getirmekte , geçmişlerini rahmetle anmakta , geride kalanlar için de hayır duaları etmek Mevlütlerin bir diğer faydası da yavaş yavaş ortadan kaybolmakta olan akrabalık bağları , komşuluk ilişkileri ve toplumsal birlikteliğe olan katkısıdır. Özellikle insan ilişkilerinin samimiyetten uzaklaşmaya başladığı , akrabalık ve dostluk bağlarının kopma noktasına geldiği , hatta aile bağlarının bile çözülmeye başladığı bu dönem de mevlütlerin aile ve toplum katkısına olan önemi daha da artmış bulunmaktadır.