Esmâü’l Hüsnâ, en bilinen şekliyle, Allah’ın 99 ismidir dedik ve bunlan yine Hz. Peygamberin saydığını naklettik. Bu isimlerin her biri, hatta daha fazlası Kur’ân-1 Kerim’de de mevcut.
Bu isimlerle duâ eden cehennem ve kabir azapları görmeyecekleri, dolaysiyla cennete girecekleri yine hadisler- de bildirilen hususlardandır. Faydaları sadece uhrevi değil, ayni zamanda dünyevidir de. Bu ݧ, temsilde hata olmasın, bir insana ismen çağırır gibi, herkesten ve her şeyden daha duyarlı olan, üstelik duymak İçin kulağa veya başka bir alet ve cihaza ihtiyacı olmayan yüce Allah’a ismen çağırmak ve sesimizi duyurmak gibidir. Bunun İçin de yine O’nun bize bildirdiği ve her biri ayn bir özelliğe, ayrı bir işe tahsis edil- miş olan isimleri ile daha güzel ve daha Sicak, daha samimi ve İçten olacaktır.
Bu isimleri, bizzat yüce Allah, Kendisi bize bildirip bir devletin bakanlıkları gibi, her biri ile kullarına ayrı bir açı- dan baktığını ve ayrı bir İş ve ihtiyaca açılan kapısı olduğu- nu, kendisine bu isimlerden gerekeni ile müracaat edenlerin istek ve ihtiyaçlarım daha çabuk gördüğünü ve yine görece- gini ima ve İşaret etmektedir.
Şimdi bu isimleri teker teker ele alıp açıklayacak, mevcut Esmâü’l Hüsnâ kitaplarında anlatılan hususların biraz daha ötesine geçmeye çalışacağız. Eger kendi isminizin ebcedi değerini bulup, ayni rakama veya yakın olana karşı geleni bulup zikrine devam ederseniz, daha Once de söylediğimiz gibi, okumaya başladığınız andan itibaren birçok güzelliklerle karşılaşacak ve elde etmek istediğiniz şeylerin, istek V؛ arzulannizin daha Ötesinde lütuf ve nimetlere kavuşacak؛؟, niz. Bunları bizimle birlikte yüzlerce havas alimi denemiş V؛ görmüştür. Biz de bir kısmını denedik ve gördük ki, söyle, nenler, yazılanlar zan veya abartı değil. Ancak yeter ki, oku. ma usulü ve rakamlarına yani okuma saatlerine ve miktarla- nyla İç ve dış temizliğine hassasiyet gösterilip dikkat edilsin. Mevsiminde ekilmeyen tarladan mahsul alınamayacağım ve tohumun çürüyüp gideceğini hepimiz biliriz. Yine yerine ve zamanına göre ekim yapılmazsa netice elde edilemeyecektir. Bunlar göz önüne alınarak duâ ve niyazda bulunulmalı ve hassasiyet gösterilmelidir. Kalp ile dilin ayni şeyleri söyleme- leri ise duâ ve yakarışlarda oldukça önemli bir yer tutmak- tadır ki, insanlar bile kendileri ile konuşulurken yüzlerine, hatta gözlerinin İçine bakılmasını ister ve bundan da ؛ok hoşlanırlar.
İnsanlara, kendinde olan özelliklerin bazılarından az miktarda ve sadece kendisini anlamakta fazla zorlanmayalım diye verip tattıran yüce Allah, kim bilir kulu kendisiyle ko. nuşıırken ne kadar hoşlanır. Keza duâ edilerek karşısında bir şeyler istenirken, gözlerinin İçine bakar gibi, kalp ve dil bil- tünlüğü, ihlas ve samimiyetle ve içtenlikle istenilip yalvarıl’ masından ne kadar hoşlanır tahmin bile edemeyiz…